İDDMİB, İsrail’e sektörel ticaret heyeti düzenledi
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (IDDMIB), Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle İsrail’in Tel Aviv kentinde 18 firmadan 24 katılımcının yer aldığı “İsrail Sektörel Ticaret Heyeti” düzenledi.
Hırdavat sektörüne özel olarak düzenlenen organizasyonda bir konuşma yapan İDDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Tecdelioğlu, İDDMİB’den yaptığı açıklamada, İsrail’in kendileri için stratejik bir pazar olduğunu, ihracatta İsrail’i bir köprü olarak kullanarak; milyarlarca dolarlık ihracat potansiyeli ile Afrika ve Orta Doğu ülkelerine ulaşmaktadır. Ulaşılması kolay olduğunu da belirtti.
İsrail’in yıllardır ticarette köprü konumunda olduğunu ifade eden Tecdelioğlu, “İsrail pazarında ve bundan etkilenen çevre ülkelerde bu coğrafyanın hareketliliğini kullanarak pazarımızı, pazarımızı büyütmek istiyoruz. İDDMİB’in bu bölgeye ihracatı 436 milyon dolar civarında.Geçen seneye baktığımızda yüzde 3.Biz yüzde 0.7 artış sağladık.İsrail Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçılarının ihracat yaptığı ülkeler sıralamasında 9. sırada yer alıyor. Dernek en çok ihracat yapıyor. Önümüzdeki yıl İsrail’e ihracatta yüzde 20’nin üzerinde büyüme bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Tecdelioğlu, İsrail’e en çok sattıkları işler arasında elektrikli makineler, cihazlar ve otomotiv branşına ilişkin işler olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“İsrail’e demir çelik branşıyla ilgili birçok iş gönderiyoruz. İsrail’in dünyanın birçok yerinden alımları var. İsrail’in dünya pazarındaki pazar payımızı artırabiliriz. Yani her sektörün faydalanabileceği bir kalem var. İsrail çok üreten sanayileşmiş bir toplum değil ve İsrail’i önemli anlamda bir lojistik ve dağıtım merkezi haline getirip oradan diğer ülkelere ve İsrail içinde pazarlamayı planlıyoruz.
Bu sayımızla birlikte ticari ateşimizin de önerisiyle sektörel bazda burada ticaret deposu açmanın değerli olduğunu düşünüyoruz. Kişilerin ürün ve eserlere çok hızlı bir şekilde ulaşabildiği, hızlı teslimatın yapılabildiği merkezi bir depo şeklinde yatırım yapılabilir. Çünkü Türkiye’de üretilen ürünlerimizin İsrail’e ulaşması 3-7 gün sürebiliyor. Bu depo sayesinde çok büyük avantaj elde edebiliyoruz.”
“Türk müteahhitler bekliyor”
Çetin Tecdelioğlu, İsrail’in kişi başına düşen milli geliri 50 bin dolar olan bir ülke olduğunu ve İsrail’in yüksek teknolojiye yatırım yaptığını belirtti.
İsrailli iş insanlarıyla görüştüklerini kaydeden Tecdelioğlu, şöyle devam etti:
“İsrail’de ciddi altyapı yatırımları yapılması gerektiğini söylüyorlar. Bunların dışında üstyapı tarafında da fırsatlar var. Türkiye’deki müteahhitlik hizmetlerinden yararlanmak istiyorlar. Dijital altyapıya da ciddi bir bütçe ayırmışlar. sağlık ve eğitim yatırımlarına açıktır.
Akıllı evler, akıllı hastaneler, akıllı okullar gibi birçok yapıda Türkiye ile işbirliği yapmak istiyorlar. Türkiye’nin bu konuda geçmiş yıllarda yaptığı yatırımlardan ve tecrübeden faydalanmak istediklerini söylüyorlar. Müteahhitlerimizi davet ediyorlar. Bu yüzden barınmaya ihtiyaçları var. İsrail’de 2048’de 20 milyon nüfus beklentisi var. Bunun için her yıl 70 bin konuta ihtiyaçları var. Türk müteahhitleri, Türk hırdavatçılar, Türk metal sanayi, inşaatla ilgili tüm sektörler bu fırsattan yararlanabilir.”
Tecdelioğlu, Türkiye’nin İsrail ve İsrail’den ulaşabildiği pazarlarda rakiplerinin ortasında Uzakdoğu ülkeleri olduğunu belirterek, “Ancak Uzakdoğu ülkelerini rakip olarak görmemek lazım. Çünkü burada Türk ürünlerine büyük bir hayranlık var. Bu hayranlığın oluşmasında filmlerimizin, kültürümüzün ve aynı coğrafyanın önemli olduğunu belirterek, “İnsan olmamızın çok büyük etkisi var. Hal böyle olunca da ürünlerimizi burada pazarlamakta zorluk çekmiyoruz. Burada ihtiyacımız olan, karşılıklı ilişkileri artırabilecek daha fazla sosyal eylem yaratmaktır.” ifadelerini kullandı.
“İsrail’in ihmal edilmiş alanlar için bekleyen 10 milyar dolarlık potansiyeli var”
İsrail-Türkiye İş Kurulu Onursal Başkanı Moris Reyna, İsrail’in kuruluşundan bu yana savunma sanayisine büyük bütçe ayırdığı için altyapı yatırımlarını ihmal ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
“İsrail’de ihmal edilmiş alanlar için 10 milyar dolarlık bir potansiyel var. İsrail firmalarının ertelenen bu yatırımları yapması çok zor. Dolayısıyla Türk firmalarının bu potansiyeli görmesi ve pazara girmesi gerekiyor. İsrail altyapıya yatırım yapmak istiyor. 20 milyonluk nüfusu, bu noktada Türk şirketlerine güveniyorlar, dünyanın dört bir yanından şirketler İsrail’de büyük yatırımlar yapmak istiyor.
Ancak İsrail’e her konuda güvenilir, hızlı ve kaliteli hizmet vermesiyle tanınan Türk müteahhitlerini ve Türk sanayicilerini bekliyorlar. Ayrıca İsrail’e her zaman yüksek kaliteli ürünler satmak zorunda kalıyoruz. Kalite beklentisi yüksek olan pazarda katma değer her zaman yüksektir. Yani İsrail ucuz bir pazar değil. Katma değerli, tasarımla geliştirilmiş ve Avrupa standartlarına benzer kalite ve fiyata sahip eserler İsrail’e girebilir.”